Kulp ilçesi Kasor Havzasında maden çalışmalarına ilişkin yapılan açıklamaya katılan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, bölgedeki su kaynaklarına dikkat çekerek, “Eğer bir hizmet yapmak istiyorsanız, burayı turizme açabilirsiniz” dedi.
Kasor Havzası Koruma Platformu, Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Akdoruk, İslamköy, Narlıca, Ağaçlı, Ağıllı, Dolun, Hevedan ve Kaynak mahallelerinin bulunduğu Kasor Havzası’ndaki maden çalışmalarına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Kasor Havzası’ndaki açıklamaya, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, Bağlar Belediyesi Eş Başkanı Siraç Çelik, Kulp Belediyesi Eş Başkanı Murat İpek, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri Serhat Eren ve Ceylan Akça, bölgedeki mahallelerde yaşayan yurttaşlar ile çevre örgütlerinin temsilcileri katıldı.
Açıklamada platform adına konuşan Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Sekreteri Ahmet İnan ile DEM Parti Milletvekili Serhat Eren, maden çalışmasının bölgedeki toprağa zarar vererek suyun kullanılamaz hale getireceği uyarısında bulundu.
Eş Başkan Hatun: Madenlerden daha önemli kaynaklar var
Açıklama yapan Eş Başkan Doğan Hatun ise, bölgenin içme suyunun sadece buradaki halkı ve doğayı değil tüm Pasur'u (Kulp) doyurduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Hasandin Dağı bölgesini çok iyi tanıyoruz. Her ağacının gölgesinde bir yaşam var. Doğru, bu bölge yüzeyde ne kadar zenginse yeraltında da o kadar zengindir. Burada birçok maden olduğu söyleniyor. Bir mühendis olarak da bu konuda birkaç şey söyleyebilirim. Bu bölgedeki köylerin altından Pasur'un ağzına kadar zengin bir maden yatağı var. Madencilik yapılırken topluma faydalı olması gerekir. Madenler devletler için doğal bir zenginliktir. Ancak madenlerden daha önemli kaynaklar da var, su ve toprak gibi. DİSKİ olarak burada saha çalışması yürüttük. Kasa Vadisi'nden Pasur'un suyu geliyor. Yaklaşık 12 bin 500 kişi bu sudan faydalanıyor. Türkiye'nin neresinde tatlı su olan bir bölgede madencilik yapılıyor?”
‘Burayı turizme açabilirsiniz’
Hevedan bölgesinin 18 köy ve yaklaşık 50 mezradan oluştuğunu hatırlatan Hatun, “Toplam 60 yerleşim yeri. Tüm suları buradan akıyor. Mesele sadece suyu tanklara doldurup çekmek değil, mesele yeraltı suları meselesidir. Burası yeraltı su havzasıdır. Burada yoğun kar yağışı olur ve hepsi yeraltı suyuna dönüşür. İnsanlar, hayvanlar, toprak, tarlalar, ağaçlar hepsi bu sudan faydalanır. Eğer buraya bir hizmet yapmak istiyorsanız; bu bölge turizm açısından zengindir. Burayı turizme açabilirsiniz” dedi.
‘25 bin insanı göç ettireceksiniz’
Bölgedeki köylerin su havzası üzerinde bulunduğunu kaydeden Eş Başkan Hatun, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu köylerde hiçbir zaman su kıtlığı yaşanmamıştır. Kuraklık olduğunda bu köyler sularını birbirleriyle paylaşmışlardır. Kasor suyunu Pasur halkıyla paylaşmıştır. Yanımızdaki bu vadi suyunu, Hevedan ile paylaşmıştır. Bu bölge suyunu birbiriyle paylaşır, bu gelenek binlerce yıl öncesine dayanır. Bu kadim bir kültürdür. Burayı maden ocağına çevirdiğinizde öncelikle bu kültürü yok edeceksiniz. Bu temiz doğayı bozacak ve bu su üzerinde yaşayan 25 bin insanı göç ettireceksiniz. Bunun ‘kamu yararı’ nerede? Pasur'u buradan mı kaldıracaksınız?”